Armada Otel ve Tarihi Yarımada Turu
İstanbul, tarihi dokunun tam anlamıyla hissedildiği büyüleyici bir şehir. Bu hissin en yoğun olduğu yerlerden biri de Tarihi Yarımada, daha doğrusu “Tarihi Merkez”dir.. Turistlerin gözdelerinden biri olan ve Armada Otel’in de içinde yer aldığı bu bölge, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı gibi önemli tarihi yapıları da barındırmaktadır.
Bkz: http://armadaistanbulkulturu.com/tr/
Gelin, şimdi Sultanahmet’i daha yakından birlikte keşfedelim!
Ayasofya
Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından 6.yy’da yaptırılan bu yapı, günümüzde cami ve müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, mimari ve tarihi açıdan sahip olduğu önem ile İstanbul’un simge yapılarından biri olarak bilinmektedir. Bizans döneminde kilise olarak inşa edilen yapı, Doğu Ortadoks Kilisesi’nin en büyük katedrali ve merkezi olarak hizmet vermiştir. 1453 yılında İstanbul’un fethi ile birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bu dönemde camiinin iç dekorasyonunda çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca minareler ve İslami unsurlar da eklenmiştir. 1935 yılında müzeye dönüştürülen yapı, 2020’de tekrar camii olarak hizmete açılmıştır. Hem Hristiyanlık hem de İslam dünyasının önemli sembollerinden biri olarak bilinen bu yapı, çeşitli din ve kültürlerden de yabancı ve yerli turistlerin ilgisini çekmektedir.
Sultanahmet Camii
Sultanahmet Camii, adını bânisi (yaptıranı) Sultan I. Ahmet’ten alır. Mimarı Sedefkâr Mehmed Ağa, bu camiyi 1609 yılında yaptırmaya başlamış, 7 yıl süren inşaat 1616’da tamamlanmıştır. Klasik dönem Osmanlı mimarisinin örneklerini yansıtan cami, iç dekorasyonuyla büyüleyici bir atmosfer sunar. Kubbesindeki İznik çinileri, mavi, beyaz ve yeşil tonlarıyla yapıya özgün bir görünüm kazandırmaktadır. Bu özelliğiyle Batı’da "Blue Mosque" adıyla da tanınır. Sultanahmet Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli camilerinden biridir.. Ayasofya’nın karşısındaki cami, altı minaresi ile gerek dini gerekse tarihi önemi ile her kültürden turistlerin ilgisini çeken yerlerin başında gelmektedir..
Topkapı Sarayı
Tarihi yarımadada gezilecek bir başka önemli eser, gerek mimarisi gerekse tarihi geçmişi ile ziyaretçilerin çok ilgisini çeken Topkapı Sarayı’dır. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilen saray, 1478 tarihinde tamamlanmıştır. Topkapı Sarayı, Osmanlı döneminde yerleşim ve yönetim yeri olarak kullanılmıştır. Dört ana avlusu ve küçük bahçesi ile konumlanan sarayda, her bir avlunun farklı bir işlevi vardır.
Birinci Avlu (Alay Meydanı): Bu avlu, resmi tören ve alayların yapıldığı yerdir. Sarayın en büyük kapısı olan Bab-üs Saade bu avluda yer almaktadır.
İkinci Avlu (Divan Meydanı): Devlet işlerinin yapıldığı, Divan-ı Hümayun’un toplandığı avludur. Arz Odası yani Harem’e giriş kapısı buradadır.
Üçüncü Avlu (Enderun Avlusu): Devletin en önemli idari birimlerinin ve padişahın özel yaşam alanının yer aldığı avludur. Enderun Mektebi, Hazine Dairesi, Hazine Odası gibi alanlar bu avluda yer almaktadır.
Dördüncü Avlu: Padişah ve ailesinin eğlenme-dinlenme amacı ile kullandığı alandır. Köşkler ve bahçelerin yer aldığı bu avlu manzaraları ile de dikkat çekmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan izler taşıyan bu saray, “İstanbul’da Mutlaka Görülmesi Gerekenler” listesinin başında yer alır.
Yerebatan Sarnıcı
Ayasofya Camii'nin güneybatısında yer alan bu sarnıç, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6.yy'da yaptırılmıştır. Şehrin su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan bu yapı, 336 sütuna sahiptir. Ayrıca 100.000 ton depolama kapasitesi ile de dikkat çekmektedir. 9 metre boyları ile her bir sütun görkemli bir görüntü sunar. İçerisinde yer alan her bir sütun 9 metre boyu ile görkemli bir görüntü sunar. Bu sütunların ikisinin altında yer alan Medusa başları, Roma dönemine ait heykellerden alınmıştır. Medusa başlarından biri yan diğeri ise ters şekilde yerleştirilmiştir. Mimari özellikleri ile ziyaretçilerini hayran bırakan bu yapı ışıklandırması ile de farklı bir atmosfer sunar.
Kapalıçarşı
1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen bu yapı, günümüzde en önemli tarihi alışveriş merkezlerinden biri olarak bilinmektedir. 16.yy’da Kanuni Sultan Süleyman döneminde genişletilerek, dönemin bir ticaret merkezi haline getirilmiştir. Kapalıçarşı, dar sokakları, tarihi yapıları, dükkanlarda satılan eşyalar ve kubbeli çatısı ile herkesin ilgisini çekmektedir.
Alışveriş tutkunları için adeta bir hazine olan Kapalıçarşı, halıcıları, kuyumcuları, baharatçıları ve dericileri ile bilinmektedir. Çarşıda dolaşırken geçmişin izlerini hissederek birbirinden farklı ürünleri keşfedebilirsiniz. Kapalı Çarşı’ya gittiğinizde halı, kilim, baharat, takı ve deri ürünlerinden alabilir, dostlarınıza da hediye olarak lokum ve akide şekeri götürebilirsiniz.
Sultanahmet ve Armada Otel
İstanbul’un Tarihi Yarımadasını keşfederken konaklama için ideal bir seçenek olan Armada Otel, misafirlerine hem konforlu hem de tarihi bir atmosfer sunuyor. Marmara Denizi, Ayasofya ve Sultanahmet Camii manzarasına sahip olan otel, geleneksel mimarisiyle çağdaş konforu bir araya getiriyor.
Armada Otel, merkezi konumu ile Tarihi Yarımada’da pek çok kültürel ve tarihi zenginliklere yürüme mesafesinde bulunuyor. Ayrıca otelin terasında sunulan kahvaltı, muhteşem manzarasıyla güne harika bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Armada Otel’de bulacağınız misafirperverlik ve konfor, İstanbul ziyaretinizi unutulmaz kılacak.