Armada Otel’in Konumu
İstanbul tarihinde, Armada Otel’in de sınırları içinde bulunduğu Fatih ilçesinin ve bu ilçedeki Sultanahmet semtinin çok önemli bir yeri vardır. Bu semt, Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii ve Müzesi ile Yerebatan Sarayına doğal komşudur. Sultanahmet’in en önemli özelliklerinin başında dünya harikalarından sayılan Ayasofya ile aynı adı taşıyan ünlü Sultanahmet Meydanı gelir.
Yeni açılan tren hattı ile hem Sirkeci (Boğaz hattı gezileri, Mısır Çarşısı ve Beyoğlu Tramvayı) hem de Yenikapı (Anadolu yakası ve AVM’lere ulaştıran metro bağlantısı) ve Kazlıçeşme’den (Avrupa bağlantılı tren olanağı) mümkündür.
Armada Otel’in Diğer Olanakları
Çağdaş teknolojilerin getirdiği her türlü rahatlık ve zaman kazandırıcı donanımlarla desteklenmiş olan Armada Otel’de konforlu konaklama imkânlarının yanısıra, çok amaçlı salonlarından yararlanmak mümkündür. Armada, en başta iş toplantıları olmak üzere düğün, nişan, yıldönümleri, mezuniyet törenleri gibi türlü amaçları hedefleyen toplantılar için ideal bir adrestir.
Armada Otel’in Konumu ve Semtin Tarihi
İstanbul’da ya da Bizans İmparatorluğu dönemindeki adıyla Konstantinopolis'te bulunan bu meydan; “Hipodrom”, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise “Atmeydanı” olarak adlandırılırdı. Zaten “hipodrom” da “at binenlerin”, “atların meydanı” anlamına geliyor. Şehrin en önemli meydanlarından biri olan bu alana Roma İmparatorluğu'nda, “gösteri alanı” anlamında “Roma Sirki” de denirdi. Antik Yunan hipodromlarına benzeyen Roma Sirkleri, dönemin temel eğlence merkezleri olan tiyatro ve amfitiyatrolarla birlikte anılmıştır. Savaş arabası ve at yarışlarının da yapıldığı Roma sirklerinde, imparatorluğun önemli günlerinde özel törenler düzenlenirdi. Örneğin, Sirk, deniz savaşlarının anısına yapılan gösterilerde suyla doldurulurdu. Bugün Sultanahmet Camiinin olduğu noktada ise Büyük Saray bulunmaktaydı.
Günümüzde, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan meydanın doğusunda Sultanahmet Camii, batısında ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile İbrahim Paşa Sarayı yer alır. Trafiğe kapalı iki yönlü geniş yürüme yollarının ortasında Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı ve Alman Çeşmesi gibi yapılar bulunur.
Tarihçe
Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı; hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milenium Zafer Takı bulunurdu. Cadde, Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı. Hamamlar, mabetler; dinî, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara yerleşmişlerdi.
Semt, Bizans ve Türk devirlerinde de merkezî önemini devam ettirmiştir. İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yerebatan Sarnıcı burada, hipodromun çevresindedir. Şehrin ana caddeleri (aşağı limana inen ve batıya şehir surlarına doğru gidenler) hipodromdan başlar ve yamaçları takip ederdi. Yol kenarları ticari kuruluşlar ve ikametgâhlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazıları basamaklarla yokuş aşağı uzanırlardı. Anayol kaldırımları bazen iki katlı, galerili inşa edilmişlerdi.
Roma İmparatorluğu ve sonradan Bizans İmparatorluğu devrinde hipodrom şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10. yüzyıla kadar önemini sürdürmüştü. Araba yarışları yanında, müzisyen toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantılar yapılırdı. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu. Hipodrom, Bizans döneminde devlete karşı ayaklanmaların da merkezi olmuştur. Justianus'un saltanatında yaşanan Nika Ayaklanması bunlardan biridir ve Komutan Belisarios'un yine burada kıstırdığı ayaklanmacılardan 30.000 kadarını öldürmesiyle bastırılmıştır. Daha sonra 1185'te İmparator I. Andronikos'un linç edilmesi de burada olmuştur. Dev ölçüde bir U harfi şeklinde olan hipodromun doğu uzun tarafında, damında dört bronz at bulunan, balkon şeklinde, imparator locası yer alırdı. Ortada hipodromun kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu duvarın üstünde de imparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu. Şöhretli bir araba yarışçısı akla gelebilecek her türlü maddi olanak içinde yüzerdi. Yarışçılar yeşil-mavi-beyaz-kırmızı gibi politik güçleri de olan takımlara ayrılmışlardı. Zaman zaman yarışlara politika karışır, karşılıklı güçlerin mücadeleleri korkunç katliamlara dönüşebilirdi. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş üç abide ile gelmiştir.
Bunlar Örme Dikilitaş, Mısır’dan getirilen Obelisk ve Delfi'deki Apollon tapınağından getirtilen Yılanlı Sütun'dur. Osmanlı devrinde, bu meydanda bazen, eski günlerindeki zengin gösteriler gibi, çeşitli festival ve gösteriler tertiplenmişti. Hipodrom’un batısında, Sultanahmet Camii’nin karşısında yer alan Kanuni'nin sadrazamı İbrahim Paşa Sarayı 16'ncı yy. zengin ve tipik özel sarayların günümüze gelen tek örneğidir. Bu güzel yapı Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açıktır. Hipodromdan günümüze yuvarlak güney ucu kalmıştır. Bu büyük kemerlerle donatılmış tuğla bir yapıdır. Sonraki devirlerde Hipodromun taş blokları ve sütunlarının tamamı başka yapılarda kullanılmıştır. Hipodrom girişi sağındaki parkta 4-5 yy. ait özel saray kalıntıları, az ilerisinde de Aya Öfemiya Bizans Kilisesi'nin kalıntıları bulunmaktadır.
Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede yaşanır, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri ve şenlikler burada yapılırdı. İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet Mitingi de burada yapılmıştır.
Sultanahmet Meydanı'nın yanında Yerebatan Sarnıcı ve Binbirdirek Sarnıcı bulunmaktadır. Binbirdirek Sarnıcı'nda 224 sütun direk bulunur ve 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yerebatan Sarnıcı ise 336 sütundan oluşur ve MS 527-565'te yapılmıştır. Osmanlı döneminde ikişer kez restore edilen bu sarnıçlar, şu an kültürel faaliyetler için halkın kullanımına açılmıştır.
Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü (Eski İstanbul Adliyesi) yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.
Armada Otel’in kurum kültürü hakkında lütfen bakınız:
http://www.armadaistanbulkulturu.com/turkce.html